Sülük Tedavisi Hirudoterapi Nedir
- Sülük Tedavisi Hirudoterapi Nedir
- Vücudun Hangi Bölgelerine Sülük UYGULANMAZ
- Günümüzde Sülük Tedavisi
- Sülüğün Anatomisi ve Özellikleri
- Sülük İle Hastalıklar Nasıl Tedavi Edilir
- Sülüğün Salgıladığı Enzimlerden Bazıları
- Tedavi Edici Özelliklerinden Bazıları
- Uygulanması Sakıncalı Olan Hastalıklar
Sülük Tedavisi Hirudoterapi Nedir

Sülükle tedavi anlamına gelen Hirudoterapi, antik çağlardan beri hekimler tarafından tedavi aracı olarak kullanılmıştır. Sülük tedavisi ile ilgili ilk kaynaklar MÖ. 15. yüzyılda yaşamış Babil’li hekimlere kadar gitmektedir.
Yine MÖ. 3. yüzyılda Mısır hekimlerinin vazgeçilmez tedavi yöntemleri arasında yer aldığı bilinmektedir. Ayrıca MÖ. 2. yüzyılda Ege kıyılarında yaşamış olan hekim Nikandros, MS. 1. yüzyılda Yunan hekim Pliniy ve MS. 2. yüzyılda yaşamış olan Galen sülük tedavisi uygulamışlardır. İbn-i Sina’nın kitaplarında da sülük tedavisi yerini almıştır.
Vücudun Hangi Bölgelerine Sülük UYGULANMAZ

– Yumuşak Cilt Bölgeleri (Göz kapağı çevresi gibi)
– Keratinize Bölgeler (Avuç içi, ayak tabanı gibi)
– Önemli Damarların Üzeri (Boyun, çene altı, koltuk altı, kasık gibi)
bölgeler dışındaki her bölgeye sülük tedavisi uygulanabilir.
Kaynak: http://www.hekimzade.com/alternatif-tip-suluk-tedavisi.shtm
Günümüzde Sülük Tedavisi

Günümüzde sülük tedavisi biyolojik etkileri açısından “benzeri olmayan” bir tedavi yöntemi olarak nitelendirilmektedir. Almanya’da 300′ü aşkın Hirudoterapi Kliniği vardır. Hirudo Medicinalis, Alman Tıbbi İlaçlar Kanunu’nun (TİK) 2.Maddesinin 1.bendi gereği ilaç olarak kabul edilmiştir.
Daha sonra ilave edilen 4.madde ile de hazır tıbbi ilaç olarak tanımlanmıştır. Bunun, uygulama olarak ,enjektöre çekilen ilaçtan farkı , ‘’ bu ilacın enjeksiyon şeklinde bizim tarafımızdan değil, Hirudo Medicinalis adı verilen canlının ağzından bizzat verilmesidir “. Sadece Avrupa yılda 100 milyon sülük kullanmaktadır.
Amerika’da sülük tedavisi uygulayan hekimlerin kurduğu derneğin 1000′den fazla üyesi vardır ve 2004′ de Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi (FDA) sülük tedavisini akredite etmiş ve Avrupa’daki gibi eczanelerde satılmasına izin vermiştir.
Sülüğün Anatomisi ve Özellikleri

650′den fazla türü Hirudinea sınıfındadır. Bu sınıfta genellikle deniz, tatlı su ve kara sülükleri yer alır. Bütün sülükler kan emici değildir. Bazı türleri omurgasızları, Annelida’ya ait diğer sınıfların bireylerini, salyangozları ve böcek larvalarını yerler.
Kan emenler balık, kurbağa, kaplumbağa,salyangoz ve kabuklu su canlıları ile omurgalı hayvanlarda ektoparazit olarak yaşarlar. Omurgalıların hemen her grubu konakçı olmasına karşın,balıklar en çok saldırıya uğrayan gruptur.
Sivrisineklere benzer şekilde, ağrı oluşturmadan deriyi ağızlarında yer alan üç adet çenenin üstünde bulunan keskin dişleriyle ensize ederek kan emmeye başlarlar ve salyasındaki çeşitli mediatörleri (lokal anestezik, histamin benzeri vazodilatatörler, pıhtılaşmayı engelleyici maddeler, yayılma faktörleri, antibiyotikler vb.) bu bölgeye salarlar.
Hastalıklarda tedavi edici özelliği bulunan sülüklerin birkaç türü olup H. medicinalis, Hirudo verbana bunlardandır. Bu sülüklere “tıbbi sülük” adı verilir.Tıbbi sülüklerin birkaç türü olup, Türkiye’de H. medicinalis ve H. verbana’nın yaşadığı bilinmektedir. Sülüklerin anatomisi dikkat çekecek derecede tek örnektir. Vücut tipik olarak dorso-ventral yassılaşmıştır.
Segmentler anterior ve posteriorde çekmen biçimine dönüşmüştür. Anterior çekmen genellikle posterior çekmenden daha küçüktür ve üç çeneli ağzın etrafı çekmenle çevrilidir. Çenelerde bir sıra halinde dizilmiş 50-100 diş bulunur. Posterior çekmen, sekiz segmentin birleşmesiyle oluşmuş, disk şeklinde ve ventrale dönüktür, çekmenler yapışmaya ve harekete yardımcı olur. Vücutları daima sabit sayıda 34 segmentten oluşur.
Sülüklerin ağzı ön uçta, ya bir çekmenin dibinde veya kaşık şeklinde bir üst dudağın altındadır.Sülüklerin vücudu muhtelif renklerde görünebilen ince ve düz bir örtü ile sarılmıştır. H. medicinalis’in sırtı bozumsu zeytin renginde olup, az çok belirgin altı tane boyuna uzanan kırmızımsı-sarı şeride sahiptir. Kenarlar açık zeytin rengindedir. Karnın her iki yanında düz siyah birer şerit bulunur. H. medicinalis’in sindirim kanalı florasında bir cins bakteri olan Aeromonas hydrophila bulunur.
Bu ekstraselüler simbiontun emilen kanın sindirimine yardım ettiği, ürettiğiantibiyotiklerle diğer bakterilerin ölümünü sağladığı ve diğer bazı faydaları olduğu bildirilmektedir. H. medicinalis’in boyu 10-15 cm olup, 34 segmentten oluşur.
Ağırlığı 3-6.5 g’dır. Vücut ağırlığının 3-10 katı kadar kan emer vücut ağırlığı arttıkça emdiği kan miktarı da artar ve bir yıla kadar beslenmeksizin yaşamını sürdürebilir.
Yapılan bir çalışmada insandan kan emme süresi ortalama 68±26 dk; emilen kanla artan vücut ağırlığı %460 olarak bulunmuş, bu türün diğer bazı sülük türlerine göre (örn. Macrobdella decora) crude eksraktlarından daha fazla antitrombik ünit hirudin ihtiva ettiği bildirilmiştir.
Hermafrodit olan sülüklerin çoğu yaklaşık bir yıl kadar yaşarlar. Baharda yumurtadan çıkan sülükler, takip eden yılda olgunlaşırlar. Hayat devri, beslenme alışkanlıkları ile yaşam ortamına bağlıdır.
H. medicinalis diğer türlere göre daha uzun yaşar. Bazı sülükler denizlerde olsa da çoğu akuatik türler yüzeysel bitki bulunan havuz, göl ve hafif akan çayların kenarı gibi tatlı sularda yaşarlar. Sülükler dünyanın her tarafına yayılmışlarsa da (kutup okyanuslarından çöllerdeki su kaynaklarına kadar) daha çok ılıman göl ve havuz sularında bulunurlar. Kuzey Amerika sülük faunasının çoğu Avrupa ile benzerdir. Ülkemiz, sülük türleri açısından dünyanın en zengin yerlerinden biridir.
H. medicinalis ve H. verbana’ya yurdumuzda ve bölgemizde yaygın olarak rastlanmaktadır. Sülüklerin koku ve tat alma duyusu vardır. Görme ve işitme organı yoktur. Termoreseptör, baroreseptör sistemleri ve sonar donanımı mevcuttur.
Sülük İle Hastalıklar Nasıl Tedavi Edilir

Sülük tedavisi kolay uygulanabilir bir tedavi şekli gibi görünse de, tam anlamıyla sülüğün faydalarını elde edebilmek için bu alandaki uzman kişiler aracılığı ile sülük tedavisi görmek gerekir. Bu konuda uzman olan ve uzun yıllar sülük tedavisi hizmeti veren İzmir hacamat sülük terapi merkezi olmak üzere, daha pek çok bu konudaki uzman kişilere güvenerek sülük uygulaması yaptırılabilir.
Sülüğün tedavi şekli ise, kirli kan ile beslenmekten hoşlanan sülüklerin insan dersi üzerinde yerleştirilmesi ve burada bir süre kalması sonucunda hastalıkların iyileşmesi mümkün hale gelmektedir. Deriyi ısırması gereken sülük, ısırdığı ağrılı ya da hasta bölgeden aldığı kirli kan karşılığında kendi vücudunda bulunan yarlı salgı göndererek tedaviyi gerçekleştirmektedir.
Kaynak: http://www.haccame.net/suluk/
Sülüğün Salgıladığı Enzimlerden Bazıları

-Kanın pıhtılaşmasını engelleyici (Hirudin )
-Pıhtılaşmasını engelleyici (Antiagregan)
-Oluşmuş pıhtıyı eritici (Fibrinolitik)
-Ağrı kesici (Analjezik-Antiromatizmal)
-Mikrop öldürücü (Antibakteriyel)
-Tansiyon dengeleyici (Antihipertansif)
-Kas gevşetici (Miyorelaksan)
-Bağışıklık sistemini düzenleyici (İmmun modulatör)
-Stres giderici (Anksiyolitik) etkilere sahiptir.
Ayrıca “Nörotrofik” etkiyle sinir hücreleri ve liflerinin tamir edilmesini hızlandırır.
Tıbbi Sülüğün güçlü antioksidan etkisi nedeniyle Koruyucu (Preventif) Tıpta da kullanımından bahsetmek gerekir. Yılda bir defa yapılan Sülük Tedavisi, o yıl içinde enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki göstermektedir.
Mikro cerrahide ve plastik cerrahide kullanımı yaygınlaşan bu hayvanlar özellikle mikro cerrahi uzmanlarınca “maden “ olarak tasvir edilirler.
Tedavi Edici Özelliklerinden Bazıları

Hasta ve yara şekilleri ne olursa olsun Tıbbi Sülükler doğal iç güdüleri ve vücutlarında barındırdıkları enzimleri birleştirerek uyguladıkları tedavilerde aklınıza gelebilecek bir çok vakada başarılı sonuçlar elde etmektedirler.
Sülük tedavisinin faydalı olduğu bazı alanlar
Miğren ve her türlü Baş Ağrısı, Göz hastalıkları
İktidarsızlık, Cinsel güç arttırıcı etki ( Afrodizyak )
Üreme organı rahatsızlıkları ve Kısırlık
Varis
Sivilce, İrin, Egzema, Sedef
Epilepsi çeşitleri
Kulak hastalıkları
Yüksek tansiyon
Romatizmal hastalıklar
Kalp ve Damar hastalıkları
Felç, Kısmi felç
Kollestrol
Troid 'e bağlı şişmanlık
Hormonel bozukluklar ve buna bağlı şişmanlık
Astım ve Bronşial hastalıklar
Kangren, Yanık vakaları,
Hemoroid (Basur), İyileşmeyen yaralar ve Ameliyat izleri
Ve daha bir çok hastalıkta kullanılmaktadır...
Uygulanması Sakıncalı Olan Hastalıklar

Sülük tedavisi uygulamasında dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın anemi (kansızlık) sorununun olmaması, kanı sulandırıcı ilaç kullanmıyor olması, pıhtılaşmaya engel bir hastalığının bulunmaması ve vücudunda aktif bir kanama odağının bulunmaması son bir ay içinde mide-barsak kanaması gibi bir hastalık geçirilmiş olması,cerrahi işlemlerin öncesi ve sonrası.
Ayrıca diyalize girmekte olan hastaların vital bulguları çok değişken olduğundan Sülük Tedavisi uygulanmaz. Gebelerde ve emziren annelerde, kontrolsüz diyabet hastalığı veya kalp yetmezliği olanlarda da sülük tedavisi uygulanmaz.
Kaynak: http://www.istanbulhacamatuzmani.com/SulukTedavisi.aspx